Makaleler

Koronavirüs (Covid-19) Salgınının İş Sağlığı ve Güvenliği ile İş Kazası Bakımından Değerlendirilmesi

Covid-19, bilinen adıyla “Koronavirüs”ün kısa sürede dünya üzerinde çok geniş bir alanı etkilemesi ve ülkemizde de hızla yayılması ile birlikte; ülke genelinde alınan önlemler uyarınca, işverenler de işyerleri bakımından çeşitli ve benzer uygulamalara geçmektedirler. Bu kapsamda işverenlerin işyerlerinde salgına yönelik alması gereken önlemler gündeme gelmektedir. Makalemizde; koronavirüs sebebiyle işverenlerin alması gereken önlem ve tedbirler ile işçinin çalışmaktan kaçınma hakkından bahsedilecek, işçinin koronavirüs salgınına yakalanması halinde bu hususun iş kazası olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konuları incelenecektir. 1.… [devamını okumak için tıklayınız]

7242 Sayılı Kanuna İlişkin Değerlendirmeler (İnfaz Kanunu ve Diğer Kanunlarda Yapılan Değişiklikler)

7242 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 15.04.2020 tarihli ve 31100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Toplam 69 maddeden oluşan 7242 Sayılı Kanun ile; başta 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu olmak üzere toplam 11 farklı kanunda değişiklik yapılmıştır. Makalemizde, 7242 Sayılı Kanun ile yapılan… [devamını okumak için tıklayınız]

Koronavirüs (Covid-19) ve İş Sözleşmesinin Zorlayıcı Sebeplere Dayalı Olarak Feshi

Tüm dünyanın gündeminde olan koronavirüs salgını, ülkemizde iş hukukunu da yakından ilgilendiren önemli bir etken haline gelmiştir. Koronavirüs sebebiyle işin durması halinde iş sözleşmesinin durumu ne olacaktır? İşverenin bütün tedbirleri almasına rağmen; koronavirüsün ülke genelinde yaygınlaşması ve tedbirlerin yetersiz kalması ya da karantina veya sokağa çıkma yasağı ilanı sonucu işin durması halinde, iş sözleşmesi bu durumdan nasıl etkilenecek ve akıbeti ne olacaktır? Salgın hastalıklar sebebiyle karantina uygulaması gibi durumlar, iş hukuku bakımından “zorlayıcı sebep” olarak… [devamını okumak için tıklayınız]

Türk Medeni Kanunu Kapsamında Özel Boşanma Sebepleri

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri 161 ile 166. maddeler aralığında düzenlenmiştir. Medeni Kanun’un 161 ile 165. maddeleri aralığında düzenlenen; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı özel boşanma sebeplerini oluşturmakta olup, sınırlı sayıdadırlar. Bununla birlikte; evlilik birliğinin sarsılması (TMK madde 166/1-2), eşlerin anlaşması (TMK madde 166/3) ve fiili ayrılık (TMK madde 166/4) ise genel boşanma nedenlerini oluşturmaktadır. Makalemizde Medeni Kanun’un 161… [devamını okumak için tıklayınız]

Şirketler Arası Organik Bağın Tespiti

İşverenlerin; mevcut şirketlerini ticaret sicil kayıtlarından sildirmeksizin aktif olarak kullanmadıkları, farklı isimlerle aynı veya değişik yerlerde şirketler kurdukları ve faaliyetlerini yürüttükleri sık karşılaşılan bir durumdur. Bunun sonucu olarak; işçinin söz konusu değişik şirketlerde girdi çıktı yapılarak çalışması veya fiilen bir şirkette çalışırken sigortasının başka bir şirket tarafından yatırılması gibi durumlar karşımıza çıkabilmektedir. Söz konusu olayların çözümünde, organik bağ hususunun araştırılması gerekmektedir. Organik bağ olgusunun hangi durumlarda var olduğu, aşağıdaki Yargıtay Kararları eşliğinde incelenebilir. Buna göre;… [devamını okumak için tıklayınız]

Yasal Temsilcinin Menfaati ile Küçüğün veya Kısıtlının Menfaatinin Çatışması Durumunda Temsil Kayyımı Atanması

Genel Olarak Temsil kayyımlığını gerektiren hallerin başında; küçüğün/kısıtlının ve yasal temsilcinin menfaatlerinin çatışması halinde, küçüğün/kısıtlının menfaatlerinin korunması amacıyla temsil kayyımı atanması hususu yer almaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 426. Maddesinde yasal temsilci olan veli ile küçük arasında menfaat çatışması olduğunda, küçüklerin temsili için temsil kayyımı atanması gerektiği hususu düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 426. Maddesi: “Vesayet makamı, aşağıda yazılı olan veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya resen temsil kayyımı atar:1. Ergin bir kişi, hastalığı,… [devamını okumak için tıklayınız]

Tapu Siciline Kayıtlı Taşınmazlar Bakımından Olağanüstü Kazandırıcı Zamanaşımı ile Taşınmaz Mülkiyetinin Kazanılması

Olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının esasları Medeni Kanunun 713. maddesinde düzenlenmiştir. Medeni Kanun’ un 713. Maddesi: “Tapu kütüğünde kayıtlı olmayan bir taşınmazı davasız ve aralıksız olarak yirmi yıl süreyle ve malik sıfatıyla zilyetliğinde bulunduran kişi, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir. Aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan veya yirmi yıl önce hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın… [devamını okumak için tıklayınız]

Avukatın Mesleki Faaliyeti Dışındaki Ticari Faaliyetinin Kapsamı

A. Avukatın Mesleki Faaliyeti Dışındaki Ticari Faaliyetinin Kapsamı A.1. Avukat; Avukatlık Kanunu 12. madde uyarınca ticari şirkette ortak olabilir, yönetim kurulu başkanlığı, üyeliği ve denetçiliği ve komandit şirketlerde komanditer ortaklık yapabilir. Avukatlık Kanunu 12/f maddesinde: “Anonim, limitet, kooperatif şirketleri ortaklığı, yönetim kurulu başkanlığı, üyeliği ve denetçiliği ve komandit şirketlerde komanditer ortaklığın avukatlıkla bağdaşan işlerden olduğu” belirtilmiştir. Bu hükme istinaden avukat bir ticari şirkette (anonim, limited, kooperatif) ortak (kurucu ortak da dahil) olabilir, yönetim kurulu başkanlığı, üyeliği ve… [devamını okumak için tıklayınız]

4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun Kapsamında Hakim Durumun Kötüye Kullanılması

4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’ un “Hakim Durumun Kötüye Kullanılması” başlıklı 6. maddesi, bir veya birden fazla teşebbüsün mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu kötüye kullanmasını yasaklamaktadır. 4054 Sayılı Kanun’ un 6. maddesinin 1. fıkrası: “Bir veya birden fazla teşebbüsün ülkenin bütününde ya da bir bölümünde bir mal veya hizmet piyasasındaki hakim durumunu tek başına yahut başkaları ile yapacağı anlaşmalar ya da birlikte davranışlar ile kötüye kullanması hukuka aykırı ve yasaktır.” Söz konusu kanun… [devamını okumak için tıklayınız]

Vekalet Görevinin Kötüye Kullanılması Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali ve Tescil Davaları

Türk Borçlar Kanunu’ nun temsil ve vekalet ilişkisini düzenleyen hükümlerine göre; vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. Türk Borçlar Kanunu’ nda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve anılan kanunun 506/2. maddesinde “… Vekil, üstlendiği iş ve hizmetleri, vekalet verenin haklı menfaatlerini gözeterek sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür…” hükmüne yer… [devamını okumak için tıklayınız]